ÜCRETSİZ SEMİNER
BİZE YAZIN

TÜRK TİPİ FRANCHISE NASIL OLMALI

 

Yabancıyı taklit

 

Franchise zincirler ABD’de 60’larda kurumsallaştı, dünyaya yayıldı. Türkiye’ye 80’lerde McDonald’s ile geldi, Taksim’de kapısında kuyruklar oluştu. Kerameti konseptte arayan yerli girişimciler yabancıları taklit ettiler. Sağra’nın patronu Almanya’da McDonalds’dan franchise eğitimi aldı, Türkiye’de Sağra Special zincirini kurdu. Sultanahmet Köftecisi İngilizlerden danışmanlık aldı, Fenerbahçe Pyramid AVM de McDonalds karşısına birebir aynı görünen restoran açtı. Mado, Baskin Robbins zengin çeşitle Türkiye’ye gelince çeşitlerini artırdı, ilk şubesini Caddebostan Bağdat Caddesine, Baskin Robbins’in tam karşısına açtı. Ziya Şark Sofrası Büyükçekmece Atirus AVM’de Burger King karşısında, ekipmanı, dekorasyonu ile birebir aynı ilk fast food restoranı Ziya Fast’ı açtı.

 

Neyse ki yerliler, yabancıları taklit etmenin işe yaramadığını kısa sürede anladı, aslına döndü. Güçlü yabancılar bir pazara girince, pazarı değiştirirler. İleri üretim teknikleriyle maliyet yapısını, ileri pazarlama teknikleriyle tüketici algısını değiştirirler. Büyük oynar, büyük harcar, büyük kazanırlar. 60’larda hayatımıza margarinle kola nasıl girdiyse, 80’lerde hamburgerle pizza da öyle girdi. Yabancıların pazardan ne pay aldığını görmek için canlı bir alışveriş merkezine gidin, gıda katındaki müşterilerin kaçının nereden yiyecek aldığını, ambalajlarına bakarak sayın. Genelde göreceğiniz tablo, az sayıda yabancının her birinin %15-30, çok sayıda yerlinin her birinin %1-5 pay aldığıdır.

 

Yerlinin farkı

 

Bu bariz üstünlüğün nedenini anlamadan, sadece yabancıyı taklit ederek onları geçemezsiniz. Hata yapmalarını bekleyip işinizi şansa bırakamazsınız. Yabancıların avantajı, ileri işletme ve pazarlama teknikleri kullanarak tüketiciye güven veriyorlar. Pahalı ekipman kullanıyor, düz elemanlarla etkin çalışıyorlar. Yerlilerin avantajı, tüketicinin sevdiği, alıştığı yöresel ürünleri sunuyorlar. Ucuz ekipman kullanıyor, uzman elemanla çalışıyorlar. Ustaya bağımlı olduğu için kolay büyüyemiyor, zincirleşse kalite standardı bozuluyor. Merkezi üretim yapsa maliyet şişiyor. Yabancıya benzemeye çalışsa yatırım artıyor. Pahalı otomatik ekipman kullansa otantik lezzet bozuluyor.

 

Örnek verelim. Pide, lahmacun otantik usulde taşfırında pişer, Trabzon pidesi kapalı uzun, Samsun pidesi açık yuvarlak, Antep lahmacunu sarımsaklı, Urfa lahmacunu isotlu olur. 1990’larda yabancı pizza zincirleri geldi, konveyörlü fırınla maliyet düşürdü, paket serviste bir alana bir bedava verdi, pazarı ele geçirdi. 2000’lerde pideciler yabancıları taklit edip konveyörlü fırın kullandı, otantik lezzet kalmayınca paket servis pazarına pizza hakim oldu. 2010’larda pide zincirleri AVM lerde konveyörlü fırın, uygun fiyat, etkin tanıtımla pizzayı geçti. 2020’lerde lahmacuncular caddelerde taşfırında otantik lezzetle, değerine satarak pizzadan müşterisini geri aldı. Sonuç olarak yabancıyı yarım taklit fayda sağlamaz, ya tam taklit edip ondan daha iyi olmak, veya kendi yolundan gitmek lazım.

 

Ülkemiz iş dünyasının franchise konusunda yapısal eksikleri var. Genel olarak eğitim sistemimiz teorik kalıyor, araştırma yapmadan duygusal karar alıyoruz, herkes kendi aklını beğeniyor, cahil cesareti para kazandırıyor. Perakende piyasasında devletin denetimi yetersiz kalıyor, düzenli çalışanın aleyhine haksız rekabet oluşuyor. Finansman imkanı sınırlı, para kıymetli, çekle senetle dönen çark, zincirleme kazalara neden oluyor.

 

Türkiye’deki franchise marka sayısı ABD ile neredeyse aynı, 2000 den fazla zincir var. Ancak zincirlerin ortalama şube sayısı ABD’de 200’ün üzerinde, Türkiye’de 20’nin üzerinde. Zincirler büyüyemiyor, kurumsallaşamıyor, şube sayısı 200’ü geçen ancak %10’u bulmaz. Franchise altyapısını oluşturmadan, ekibini kurmadan, standartlarını oturtmadan, eğitimsiz, denetimsiz, tanıtımsız franchise veriliyor. Bütün bu eksiklere karşın insanlar franchise alıyor, çoğunlukla da kendi başlarına yapabileceklerinden daha fazla para kazanıyorlar.

 

Türk tipi franchise

 

Bütün eksiklerine karşın franchise kazandırıyor ve yayılıyorsa, nedenini atasözlerinde bulabiliriz. İngilizler “körlerin arasında tek gözlü kral olur” demiş, herkesin kusuru var, eksiği az olan marka oluyor. Göçer atalarımız “kervan yolda düzülür” demiş, plan program olmayan yerde erken kalkan yol alıyor. Türk gibi başla, İngiliz gibi bitir demişler, zincirler büyüdükten sonra sistem kurmaya başlıyor.

 

Türk tipi franchise bu temeller üzerine kuruluyor. Zincirlerin çoğu sistemsiz çalışıyor, standartları yok işi ustasına bırakıyor, elemanlarını eğitmek yerine işi bilenini arıyor, tedarikçisini büyütmek yerine sömürmeye çalışıyor, reklam bütçesini satışı artırmak yerine franchise satmak için kullanıyor, franchise alanları güçlendiren denetim yerine kınayan teftiş yapıyor. Yapılması önerilen ne varsa tersini yapıyor. İşin enteresan yanı, zincirin ilk yıllarında sistem kurmaya kaynak ayıran masrafını çıkaramıyor, hatta masrafsız çalışanların kendisini taklit etmesi, elemanlarını çalması, satış fiyatlarını kırması nedeniyle batabiliyor. Zincirler ancak büyüyüp para kazandıklarında franchise sistemini kurmaya kaynak ayırıyor, kurumsallaşıyor, pazara hakim oluyor.

 

Türkiye’de 30 yılı aşkın süredir franchise alan, veren, kuran, yöneten, eğiten, danışman olarak sektörün içindeyim. Maalesef yukarıdaki tespitimi doğrulayan birçok vaka gördüm. Ülkemizde franchise ile büyüyen yerli zincirlerden başta sistem kuranlar masrafların altında ezildi, taklit edenler kazançlı çıktı. Sonda ise hep sistem kuranlar kurumsallaşmayı ve büyümeyi başardı. Yabancı zincirlerde ise tersine, başta sistem kuranlar kazandı, sistemsiz, kadrosuz, sadece franchise satarak büyümeyi deneyenler kapandı. Bunun nedenleri var.

 

  • Gelişmiş ülkelerde milli gelir 40 bin dolar civarında, orta gelir dilimi büyük ve homojen, zincirler bu kesime hitap ediyor. Bizde 10 bin dolar civarında, yüksek gelirli az, dar gelirli çok, orta gelire hitap edecek şekilde tasarlanmış zincirler arada kalıyor, ucuz satmayı usulsüz de olsa beceren kazanıyor.
  • Gelişmiş ülkelerde devlet de gelişmiş, tüketiciyi, yatırımcıyı koruyor, iş dünyasını kurallara uymaya zorluyor. Bizde her şey yapanın yanına kar kalıyor, mevzuata uyanın maliyeti, vergisi, sigortası, eğitimi, iş güvenliği, kalitesi, servisi vb. ile artıyor. Fiyat farkını marka güvencesi arayan orta ve yüksek gelirliler ödüyor, dar gelirli aldırmıyor.
  • Gelişmiş ülkelerin tedarikçileri de gelişmiş, zincirler tedariki uzman kuruluşlarla anlaşarak çözüyor. Bizde makul fiyatlı güvenilir tedarikçi bulamayan perakende zincirleri üretimi ve lojistiği üstleniyor, bunu gelir kapısı ve kalitenin şartı olarak görüyor, pazarı zinciriyle sınırlı kalınca maliyeti şişiyor. Artan maliyeti fiyata yansıtınca müşteri kaçıyor.
  • Gelişmiş ülkelerde sermaye ucuz, işçilik pahalı, teknolojik ekipmana yüksek yatırım yapıyor, işçiliği basitleştiriyor ve ucuzlatıyorlar. Bizde para pahalı, işçilik ucuz. Basit ekipmanla düşük yatırım yapılıyor, elemana muhtaç kalıyor, yetişmiş eleman kapışılıyor, franchise zincirinin avantajı kalmıyor.

 

Bu durumun sadece ülkemize özgü olduğunu sanmıyorum. Gelişmekte olan ülkelerin iç dinamikleri birbirine benzer olsa gerek. Türkiye’nin 30 yılı aşan franchise deneyiminin birçok ülkeye yararlı olacağını düşünüyorum. Türkiye’de büyümeyi başaran franchise verenlerin bu açıdan çok değerli bir birikime sahip olduğuna inanıyorum.

 

Türk tipi franchise zinciri kuranlara önereceğim adımlar, pazarın dinamiklerini anlamak, kendi sınırlarını tanımak, doğru stratejiyi belirlemek, sistemi elzem ve mühim konularla sınırlamak, kurumsallaşmayı zamana yaymak.  

 

 

Osman Bilge
01 Eylül 2005

KADEMELİ KONSEPTLER (Franchise Dünyasi Dergisi)
KADEMELİ KONSEPTLER

Franchise denince çoğunluğun kafasında tek tip işletme canlanıyor. Tek marka, tek dekor, aynı ürün, aynı hizmet. Hatta daha ileri giderek, her yerde aynı satış fiyatı uygulanmasının şart olduğunu düşünüyorlar. Sanırım tek tip işletmeyle gelip bize franchise sistemini tanıtan yabancı markaların bıraktığı bir izlenim bu. Yabancıların yanında öğrenen uzmanlar da yerli firmalara aynı şeyi öğretince, tek tip olmak franchise olmanın şartıymış gibi algılanıyor.

Oysa franchise bir yönetim ve pazarlama yöntemi. Ürünle, dekorla ilgisi yok. Elbette tek tip işletme büyük kolaylık sağlar. Kurması, işletmesi, eğitmesi, tanıtması kolay. Keşke pazar homojen olsa da, her yerde aynı model işlese, biz de zahmetsizce aynı konsepti uygulayıp geçsek, öğretip satsak.

Ancak Türkiye’nin heterojen ve çalkantılı pazarında bu pek mümkün değil. Sık yaşanan krizler, hızla artan rekabet, patlayan turizm, yoğun göç alan şehirler, aynı caddenin iki yanında bile başgösteren dengesiz gelir dağılımı, yenilikleri hemen benimseyen genç tüketici kitlesi, stabil Avrupa ve Amerika pazarlarından çok farklı bir perakende ortamı sunuyor. Bağdat Caddesinde, Akmerkez’de mükemmel işleyen konsept, sezonu kısa turistik yörelerde, küçük şehirlerde “lüks” kalıyor, açılıp kapanıyor veya açmayı hiç denemiyor. Bazen de tersi oluyor, çıktığı küçük şehirde sade ama güzel ürünü veya eksiksiz hizmetiyle tutunan, marka olan konsept büyük şehirde “taşralı” kalabiliyor, sınıf atlayamıyor.

Franchise & More olarak on yılı aşkın süredir franchise sektöründe hem iş yapıyoruz, hem danışmanlık. Girişimciden öğrenciye, rantiyeden çalışana, sektörle ilgilenen her kesimden binlerce kişiyle konuştuk, çoğunluğun franchise denince standartlaşmayı anladığını gördük. Onlarca konseptin kuruluşunda, gelişmesinde, franchise olmasında aktif rol oynadık, hemen her kurduğumuz konseptin ülkemizin şartlarında karlı çalışması için birbirinden farklı konseptler tanımlamak durumunda kaldık.

Farklı konseptler deyince, her yerde farklı, işlerinde düzensiz, kuralsız çalışan gibi anlaşılmasın. Tersine, belirli kuralları olan, ama birbirinden farklı ortamlara uyarlanmış kademeli konseptleri kastediyorum. Her biri kendi içinde detaylı olarak tanımlanmış, dekoru, kadrosu, ürünleri birbirinden belli ölçülerde farklı olabilen, ama müşteri üzerinde yarattığı marka imajı aynı olan perakende konseptleri.

MÜŞTERİNİZ NEYE PARA HARCIYOR

Aslında kuracağınız konseptin sınırları, tüketici piramidinin hangi kategorilerine yönelik iş yapacağınızı seçerken belirleniyor. Tüketici piramidi, harcama miktarını ve tüketici sayısını grafik olarak gösteren sanal bir kavram. Çok para harcayan az sayıda tüketici piramidin ucunu, az harcayan çok sayıda tüketici ise piramidin tabanını oluşturuyor. Quantil denilen %20’lik gruplarla tüketim harcamalarının kategorik dağılımı, yarıdan fazlasının en zengin ilk iki dilimde gerçekleştiğini gösteriyor. Bu oranlar 2003 yılında giyimde %44 ve %22, eğlence ve kültürde %60 ve %19, restoran ve otelde %46 ve %23 olmuş.

Franchise işletmeler genelde markalı ve kaliteli olduklarından, emsali işletmelere göre daha yüksek yatırım gerektirirler. Satış fiyatları da maliyeti karşılamak için belli bir düzeyin üzerinde tutulmak zorundadır. Buradan franchise işlerin pahalı olduğu sonucu çıkarılmasın. Aynı kaliteyi sunmak isteyen müstakil girişimci, franchise işletmeden daha pahalıya mal eder. Ancak franchise işletmelerin karşısına her zaman ürün ve hizmetleri onlarınkine şeklen benzeyen, ama içeriği, kalitesi, ürün güvencesi, ek hizmetleri daha düşük olan taklitleri çıkar. Taklitlerin yatırımları daha hafiftir, tüketici fiyatları daha düşük tutulur. Fiyat farkını görüp, kalite farkını göremeyen bir tüketici kitlesi her zaman var olduğu için de her zaman her yerde iş yaparlar. Taklit işin doğasında var, tüketicinin aldatılmaması için devletin her yerde bekçilik etmesini beklemek boşuna, bu ülkede kaliteyi yapan, farkını anlatmayı da becermek zorunda.

TÜKETİCİ PİRAMİDİ

On yıldır yurt içinden ve dışından pek çok markayla çalıştık. Sadece A grubuna hitap eden dünyanın en pahalı markalarından müşterimiz de oldu, her kesimden tüketiciye hitap eden dünyanın en meşhur markalarından müşterimiz de oldu, D-E kesimine hitap eden temel ihtiyaç maddesi satan müşterimiz de oldu. Deneyimlerimiz sonucunda, franchise işler için tüketici piramidini aşağıdaki kategorilerde derlemeyi doğru bulduk.
Franchise & More olarak, destek verdiğimiz konseptlerin önce tüketici piramidini inceleriz. Ürün ve hizmetlerin yapısına, kalitesine, fiyatına, rakiplerinin konumuna ve tüketicinin ilgisine göre, hangi gelir düzeyindeki tüketicilere hitap edeceğini belirleriz. O ürün grubu için dağılımın nasıl gerçekleştiğine bakar, potansiyel müşteri kitlesini tahmin ederiz. Son olarak da bu kitlenin hangi şehirlerde ne miktarda bulunduğuna göre dağılımı çıkarırız.

Sizin konseptiniz eğer en yüksek gelir düzeyine hitap ediyorsa, örneğin kapıdan torpille girilen bir gece klübü veya randevuyla gelinen bir modaevi işletiyorsanız, “uç”ta yer alıyorsunuz. Belki toplumun %1’i bile değildir müşteri kitleniz.

Eğer konseptiniz yüksek gelir grubuna hitap ediyorsa, yani örneğin İstanbul’da birkaç, diğer büyük şehirlerde ancak bir-iki tane açılabilecek türden cafe, restoran, sanatevi, ithal giyim mağazası vb. işletiyorsanız, “üst” kategoriye girersiniz. Hitap ettiğiniz tüketici kitlesi, halkın %10’unu geçmez.

“Orta” kategoride yer alan konseptler, alışverişin yoğunlaştığı her yerde olabilenlerdir. Sundukları ürün grubuna bağlı olarak müşteri kitleleri toplumun %15-20’sini bulur. Pahalı yerlerde daha küçük alanlara sığmaya çalışarak olabildiğince yayılır, yüz sınırını geçerler. Şıktırlar ama pahalı görünmez, müşterilerini korkutmazlar. Bazen bir dondurma cafe, bazen genç giyim mağazası olarak karşımıza çıkarlar.

Bazı markalar gelişmeye “alt” kategoriden başlarlar. Tüm tüketicilerin %20-30 kadarını kapsayan bu kesim, büyük şehirlerin canlı kenar semtlerini, ekonomisi güçlü küçük şehirleri kapsar. Köfteci, tatlıcı, ucuz giyim mağazası gibi konseptler, önce bulunduğu kenar semt veya küçük şehirde iş modellerini tutturur, meşhur olurlar. Şubeleşmenin ardından girişimciler onları keşfeder, “isim hakkı”nı almak için ısrarcı olurlar. Franchise sisteminin adını bilmeden, kendilerine has çözümlerle, kimine ortak olup kimine ustasını göndererek, uygulamaya başlarlar. Gelişmeyle birlikte hemen orta kategoriye sıçrarlar. Aralarında mimara, danışmana, reklamcıya para verip doğrudan üst kategoriye de sıçramayı deneyenler de çıkar. Ama ancak içinde gerçek girişimci ruhu ve marka yönetme becerisi bulunan bunu başarır, diğerleri para harcadığıyla kalır, üst kategoride barınamazlar.

“Taban” dediğimiz kategoride franchise markalar barınamaz. Gelirin çoğu yiyecek, içecek, kira, sağlık harcamalarına gittiğinden, markalı tüketime pek para kalmaz. Ancak “Halk Ekmek” gibi emsallerinden ucuz bir temel tüketim ürününün pazar hakimi markasıysanız, yüzlerce işletmeciye bayilik verebilirsiniz. Ürün hakimiyetiniz sayesinde tek marka, aynı dekor gibi zorlamalar getirebilirsiniz, yine de yaptığınız pek franchise sayılmaz.

KAÇ KONSEPT KURMALI

Uçta yer alıyorsanız, az sayıda hatta belki en iyisi tek bir yer açıp işletin. Pazar zaten sınırlı, müşteriniz de sizi seçkin olduğunuz, yani her yerde olmadığınız için beğeniyor. Marka olduğunuz kuşkusuz, bu yüzden franchise talebi gelecektir ama, siz yine de iki kere düşünün. Giriş bedelini alınca bitmiyor iş, franchise sistemini yönetmek masraflı bir uğraş. Sadece birkaç franchise verecekseniz, bu işin astarı yüzünden pahalı olabilir. Esasen yapılan iş değil, adeta cambazlık. Müşteri kitlenizi tek tek tanıyacaksınız, hepsiyle ilgileneceksiniz, bulup getireceksiniz, nazıyla oynayacaksınız, hiç hata yapmayacaksınız. Bu kadar marifetli franchise alanı bulmak da zor.

Sadece üst kategoride yer alıyorsanız, mevcut konseptinizle yetinebilirsiniz. İş modelinizi hiç değiştirmeden, müşteri potansiyelinizi yakalayan işlek yerlerde açar, iyi kazanır ve kazandırırsınız.

Konseptiniz eğer üst ve orta kategoride yer alacaksa, size tek bir işletme modeli yetmez. Üst gelir grubunu kendine bağlayacak olan işletme, orta kategori için hem yatırım, hem tüketici fiyatları açısından pahalı kalacaktır. Daha ucuza çıkan, belki daha küçük, daha sınırlı bir ürün gamı sunan, daha az elemanla yürütülen, tüketici fiyatlarını daha ucuz tutabilecek bir konsepte ihtiyacınız olacak. Ama her iki konsept de aynı markayı taşımak, aynı imajı yansıtmak, aynı müşteri memnuniyetini sağlamak zorunda. Markası aynı tutulup, adı farklı konulabilir.
Örneğin Amerikan orijinli bir meksika lokantası Etiler’deki lüks restoranında tacosunu kendisi yaparken, Laleli’deki “express” restoranında yatırımdan kısıyor, müşteriye taco niyetine marketlerde satılan mısır cipsini veriyor. Elbette aynı şey değil, ama zaten tüketicilerin beklentisi de farklı. Önemli olan her ikisinin de üzerinde “farklı, lezzetli, gerçek meksikalı” imajını bırakabilmesi.

Orta ve alt kategoriler için tek modelle yetinebilirsiniz. Örneğin falanca ustanın çiğ köftesini veya filanca ustanın tel kadayıfını satmak için 15 m2 temiz bir dükkan, dikkat çeken bir tabela, işinin başında duran bir bayi yeter artar. Küçük bir giriş bedeli ve esas ürünü sizden alma zorunluluğu tatminkar gelirinizi ve marka bütünlüğünüzü garantiler.

Üst kategoriden orta ve alt kategorilere de yayılmak isterseniz, size farklı işletme konseptlerinin yanı sıra bir de “corner” konsepti gerekecektir. Dükkan açmanızın karlı olmayacağı yerde, başka mağazaların içinde “corner” da açtırabilirsiniz. Örneğin giyim mağazasında sizin ürünlerinizin satıldığı tabelanızın bir şekilde asıldığı bir köşe oluşturabilirsiniz. Veya cafelerin, restoranların içinde dondurmanızın, tatlınızın, sucuğunuzun satıldığı bir dolap koyup markanızın fanatiklerini mutlu edebilirsiniz.

Franchise sisteminizi kurarken yer alacağınız kategoriyi doğru belirlerseniz, ileride ihtiyaç duyacağınız kademeli konspetlerinizi baştan oluşturur, gelecek taleplere hazır olursunuz.


Tarih

Başlık

Yazar

08 Mayıs 2023 TÜRK TİPİ FRANCHISE NASIL OLMALI

Osman Bilge

01 Nisan 2022 YEREL TANITIM - Franchise Dünyası Dergisi

Osman Bilge

04 Ocak 2022 ZİNCİR KURMAK NEDEN ZOR - Franchise Dünyası dergisi

Osman Bilge

11 Kasım 2021 KURUMSAL YATIRIMCI

Osman Bilge

16 Eylül 2021 PATRONUN VİZYONU

Osman Bilge

21 Temmuz 2021 FRANCHİSE GLOBAL OLMALI

Osman Bilge

07 Haziran 2021 FRANCHISE KRİZDE BÜYÜR

Osman Bilge

04 Kasım 2020 YENİ NORMAL

Osman Bilge

04 Ekim 2020 HAZIR İŞLER - Franchise Dünyası dergisi

Osman Bilge

04 Şubat 2020 UCUZ SATIŞ KAPANI

Osman Bilge

16 Eylül 2019 YATIRIMDA MODA

Osman Bilge

16 Eylül 2019 ZİNCİR SAVAŞLARI

Osman Bilge

04 Ağustos 2019 MARKA-TEDARİKÇİ İŞBİRLİĞİ - Franchise Magazin dergisi

Osman Bilge

12 Ekim 2018 YATIRIMI ÇIKARMA SÜRESİ

Osman Bilge

06 Temmuz 2018 HAYALLER YIKILMASIN

Osman Bilge

04 Şubat 2018 FRANCHISE KÜLTÜRÜ - Franchise Dünyası dergisi

Osman Bilge

15 Eylül 2017 KİM FRANCHISE VERMELİ

Osman Bilge

04 Eylül 2017 FM DESTEKLERİ - Franchise Dünyası dergisi

04 Ağustos 2017 EĞİTİM ZİNCİRLERİ - Franchise Dünyası dergisi

Osman Bilge

05 Ekim 2016 ZİNCİRLEŞME YOLUNDAKİ MAYINLAR

Osman Bilge

08 Eylül 2016 KAFEDE MEKAN SATAR

Osman Bilge

16 Haziran 2016 FRANCHISE DONDURMACI

Osman Bilge

08 Nisan 2016 DEVİR NASIL YAPILIR

Osman Bilge

03 Ekim 2015 FABRİKADAN MAĞAZA ZİNCİRİNE

Osman Bilge

01 Eylül 2015 ZİNCİR SATMAK

Osman Bilge

01 Temmuz 2015 TÜRK TİPİ FRANCHISE - Franchise Dünyası dergisi

Osman Bilge

01 Şubat 2015 ORGANİZE İŞLER - Franchise Dünyası dergisi

Osman Bilge

01 Şubat 2015 2014 - ORGANİZE PERAKENDENİN YILI – Bayim Olur musun? dergisi

Osman Bilge

01 Ağustos 2014 ÇOBANLAR - Franchise Dünyası dergisi

Osman Bilge

01 Temmuz 2014 DEVİR ALMA - BAYİM OLUR MUSUN ?

Osman Bilge

01 Temmuz 2014 GELİŞME DÖNEMLERİ - Franchise Dünyası dergisi

Osman Bilge

01 Şubat 2014 DANIŞMANLIK NASIL ALINIR - Franchise Dünyası dergisi

Osman Bilge

01 Ağustos 2013 FRANCHISE TAMİRCİSİ - Franchise Dünyası dergisi

Osman Bilge

01 Haziran 2013 BATMANIN BEŞ AŞAMASI - FRANCHISE DÜNYASI DERGİSİ

Osman Bilge

01 Şubat 2013 ALTI UNSUR - FRANCHISE DÜNYASI DERGİSİ

Osman Bilge

30 Aralık 2012 2013 YILI BEKLENTİLERİ - PARA DERGİSİ

Osman Bilge

11 Kasım 2012 2013 YILI BEKLENTİLERİ - EKONOMİST

Osman Bilge

07 Kasım 2012 KÜÇÜK İŞLER - BÜYÜK İŞLER

Osman Bilge

07 Kasım 2012 FRANCHISE ZİNCİRİN 6 BİLEŞENİ

Osman Bilge

01 Eylül 2012 EĞİTİM ZİNCİRLERİ (FRANCHISE DÜNYASI)

Osman Bilge

01 Eylül 2012 FRANCHISE BİR TÜRK İCADI MI? (FRANCHISE REHBERİ 2013)

Osman Bilge

01 Ağustos 2012 FRANCHİSE GLOBAL OLMALI (FRANCHISE DÜNYASI)

Osman Bilge

01 Haziran 2012 FAST FOOD’DAN TAVUK DÖNER’E (FRANCHISE DÜNYASI)

Osman Bilge

01 Aralık 2011 2012 FRANCHISE SEKTÖRLERİ (PARA)

Osman Bilge

02 Ağustos 2011 FRANCHISING - HÜRRİYET RDM EKİ

Osman Bilge

01 Haziran 2011 KONSEPT İHRACINA DEVLET DESTEKLERİ (PARA)

Osman Bilge

01 Mayıs 2011 DÖNER (FRANCHISE DÜNYASI)

Osman Bilge

01 Mart 2011 Dealing With the Complexities of International Expansion

Bachir Mihoubi, president and chief executive officer of FranCounsel

01 Şubat 2011 EMLAK ZİNCİRLERİ (FRANCHISE DÜNYASI)

Osman Bilge

01 Kasım 2010 SİSTEM KURMAK (FRANCHISE REHBERİ 2010)

Osman Bilge

01 Ekim 2010 FRANCHISE & MORE - EKONOMİST

Osman Bilge

01 Ekim 2010 FRANCHISE KOÇLUĞU (Ekonomist dergisi)

Osman Bİlge

23 Eylül 2010 FRANCHISE KOÇLUĞU (PARA)

Osman Bilge

21 Eylül 2010 RÖPORTAJ (MALL REPORT)

Osman Bİlge

01 Eylül 2010 FRANCHISE ALAN NASIL SEÇİLİR, VEREN NASIL SEÇİLİR (FRANCHISE REHBERİ 2011)

Osman Bilge

01 Ağustos 2010 FRANCHISE & MORE (DÜNYA GAZETESİ FRANCHISE EKİ)

Osman Bilge

01 Ağustos 2010 PİZZA (FRANCHISE DÜNYASI)

Osman Bilge

30 Temmuz 2010 DÖNER - PARA DERGİSİ

Osman Bilge

01 Temmuz 2010 TÜRKİYE FRANCHISE PAZARI - BAYİM OLUR MUSUN ?

Osman Bilge

01 Haziran 2010 FRANCHISE ANKETLERİ (FRANCHISE DÜNYASI)

Osman Bilge

11 Mayıs 2010 DEĞERLENDİRME - (Capital dergisi)

Osman Bilge

16 Şubat 2010 2010 BEKLENTİLERİ -EKONOMİST

Osman Bilge

04 Şubat 2010 İŞ FİKRİ - EĞLENCE PARKLARI (Ekonomist dergisi)

Osman Bilge

28 Ocak 2010 KAHVE SEKTÖRÜ (Ekonomist dergisi)

Osman Bilge

28 Ocak 2010 AVM STANDLARI (Ekonomist dergisi)

Osman Bilge

01 Ocak 2010 TÜRK USULÜ FAST FOOD (Ekonomist dergisi)

Osman Bilge

25 Kasım 2009 INTABLE (Ekonomist dergisi)

Osman Bilge

01 Kasım 2009 PİDEDE FRANCHISE (FRANCHISE DÜNYASI)

Osman Bilge

01 Nisan 2009 FRANCHISE DENETİMLERİ - FRANCHISE DÜNYASI DERGİSİ SAYI 15

Osman Bilge

02 Ocak 2009 ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ NEREYE - FRANCHISE DÜNYASI DERGİSİ SAYI 14

Osman Bilge

01 Ocak 2009 2009 BEKLENTİLERİ (Ekonomist dergisi)

Osman Bilge

01 Kasım 2008 TEDARİKÇİ DESTEKLERİ - FRANCHISE DÜNYASI DERGİSİ SAYI 13

Osman Bilge

01 Mayıs 2008 ÜRÜN MÜ SATIYORUZ, MEKAN MI ? - FRANCHISE DÜNYASI DERGİSİ SAYI 12

Osman Bilge

21 Mart 2008 FRANCHISE ALANLAR MARKAYI YETERİNCE İNCELİYOR MU - F&M BÜLTEN

Osman Bilge

25 Şubat 2008 AVM anketi - %80 kötümser (F&M Bülteni)

Osman Bilge

25 Şubat 2008 FRANCHISE ALIRKEN KİME GÜVENMELİ (F&M Bülteni)

Osman Bilge

01 Şubat 2008 FRANCHISE VİZYON İŞİDİR - FRANCHISE DÜNYASI DERGİSİ SAYI 11

Osman Bilge

01 Aralık 2007 FRANCHISE COACHING - FRANCHISE DÜNYASI DERGİSİ SAYI 10

Osman Bilge

01 Eylül 2007 FRANCHISE KOKUSU - FRANCHISE DÜNYASI SAYI 9

Osman Bilge

17 Şubat 2007 ÜRÜN DEĞER SKALASI - OTOBÜS BİLETİ (Dünya gazetesi)

Osman Bilge

19 Ocak 2007 ÜRÜN DEĞER SKALASI – PİZZA (Dünya gazetesi)

Osman Bilge

05 Ocak 2007 ÜRÜN DEĞER SKALASI - SAĞLIK (Dünya gazetesi)

Osman Bilge

28 Aralık 2006 ÜRÜN DEĞER SKALASI - KİTAP (Dünya gazetesi)

Osman Bilge

21 Aralık 2006 ÜRÜN DEĞER SKALASI - ÇOCUK YUVASI (Dünya gazetesi)

Osman Bilge

15 Eylül 2006 FRANCHISE GİBİ EĞİTİM (Dünya gazetesi girişimci sayfası)

Osman Bilge

05 Eylül 2006 FUAR BOŞA GEÇMESİN (Dünya gazetesi girişimci sayfası)

Osman Bilge

29 Ağustos 2006 KURTLAR KUZULAR KUŞLAR (Dünya gazetesi girişimci sayfası)

Osman Bilge

21 Ağustos 2006 Müşteri kategorileri (Dünya gazetesi girişim sayfası)

Osman Bilge

08 Ağustos 2006 Terarikçi seçimi (Dünya gazetesi Girişim sayfası)

Osman Bilge

25 Temmuz 2006 TÜKETİCİ PİRAMİDİ (Dünya gazetesi)

Osman Bilge

15 Temmuz 2006 İş kurana beş tavsiye (Dünya gazetesi girişim sayfası)

Osman Bilge

01 Haziran 2006 İŞ FİKRİ - ISLAK KURU TEMİZLEME (Yeni Para dergisi)

Osman Bilge

03 Mayıs 2006 TEDARİKÇİ SEÇMEK (Franchise Dünyası Dergisi)

Osman Bilge

29 Nisan 2006 RBM (Ekonomist dergisi)

Osman Bilge

01 Kasım 2005 GİRİŞİMCİLİK VE FRANCHISE (Franchise Dünyası Dergisi)

Osman Bilge

01 Kasım 2005 İŞ FİKRİ - BİYOLOJİK TEMİZLİK (Yeni Para dergisi)

Osman Bilge

01 Ekim 2005 İŞ FİKRİ - BUSINESS COACH (Yeni Para dergisi)

Osman Bilge

01 Eylül 2005 KADEMELİ KONSEPTLER (Franchise Dünyasi Dergisi)

Osman Bilge

01 Haziran 2005 SİSTEM ÇALIŞSIN (Kobi Finans Dergisi)

Osman Bilge

01 Mart 2005 ORTAK İŞ YAPMAK (Kobi Finans Dergisi)

Osman Bilge

27 Şubat 2005 İŞ FİKRİ - KÜF GİDERME (Yeni Para dergisi)

Osman Bilge

09 Ocak 2005 İŞ FİKRİ - ÇOCUKLARA JİMNASTİK (Yeni Para dergisi)

Osman Bilge)

19 Aralık 2004 İŞ FİKRİ - VİTRAY (Yeni Para dergisi)

Osman Bilge

24 Ekim 2004 İŞ FİKRİ - LED (Yeni Para dergisi)

Osman Bilge

10 Ekim 2004 İŞ FİKRİ - KUMON (Para dergisi)

Osman Bilge

22 Ağustos 2004 İŞ FİKRİ - MEYVE SUYU (Para dergisi)

Osman Bilge

01 Ağustos 2004 TÜKETİCİLERİN SATIN ALMA DAVRANIŞLARI AÇISINDAN MARKA, MAĞAZA VE FRANCHISING SİSTEMİ İLİŞKİSİNİN İNCELENMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

Çağatay Ünüsan, Serdar Pirtini, Osman Faik Bilge

01 Temmuz 2004 FRANCHISING ÇAĞIMIZIN LONCASI (Kobi Finans Dergisi)

Osman Bilge

30 Mayıs 2004 İŞ FİKRİ - YAĞLI BOYA TABLO (Para dergisi)

Osman Bilge

25 Nisan 2004 İŞ FİKRİ - JALUZİ TEMİZLEME (Para dergisi)

Osman Bilge

07 Mart 2004 İŞ FİKRİ - THERMAL SAUNA (Para dergisi)

Osman Bilge

15 Şubat 2004 İŞ FİKRİ - YER KAPLAMALARI (Para dergisi)

Osman Bilge

01 Ocak 2004 İŞ FİKRİ - SIRT AĞRISI (Para dergisi)

Osman Bilge

01 Ocak 2004 İŞ FİKRİ - YAĞ FİLTRASYONU (Para dergisi)

Osman Bilge

01 Nisan 2002 ESNAFLIK GELENEĞİNİ FRANCHISING YAŞATACAK (Reyon dergisi)

Osman Bilge

21 Aralık 2001 PERSONEL GİDER-LERİ (Kobi Girisim Dergisi)

Osman Bilge

01 Ekim 2001 EL KITABI (Reyon Dergisi)

Osman Bilge

01 Ekim 2001 SIHIRLI FORMÜL (Kobi Girisim Dergisi)

Osman Bilge

01 Ekim 2001 AH BU ELEMANLAR (Reyon dergisi)

Osman Bilge

01 Eylül 2001 ADIM ADIM FRANCHISE (Kobi Girisim Dergisi)

Osman Bilge

01 Ağustos 2001 FRANCHISE IHRACI (Kobi Girisim Dergisi)

Osman Bilge

01 Temmuz 2001 BİZİM MEŞHURLAR (Kobi Girisim Dergisi)

Osman Bilge

01 Şubat 2001 İŞ KURARKEN NEYE DIKKAT EDELİM (Kobi Girisim Dergisi)

Osman Bilge

01 Şubat 2001 BİZİM MEŞHURLAR NEREYE ? (Reyon dergisi)

Osman Bilge

01 Ocak 2001 KRİZ KRİZİ (Kobi Girisim Dergisi)

Osman Bilge

01 Ekim 2000 MARKA YARATMA (Kobi Girisim Dergisi)

Osman Bilge

01 Eylül 2000 SISTEMATIK IHANET (Kobi Girisim Dergisi)

Osman Bilge

01 Mayıs 2000 Dünya gazetesi Fast food ve restoran eki

Osman Bilge

01 Ekim 1999 KÜMESTEKI KAZLAR (Para Dergisi Franchise Magazin eki)

Osman Bilge

01 Temmuz 1999 MARKASIZ MAĞAZALAR (Para Dergisi Franchise Magazin eki)

Osman Bilge

16 Mayıs 1999 HAKSIZ REKABET (Para dergisi)

Osman Bilge

03 Mart 1999 GIDA ZİNCİRLERİNDE YENİ TREND: KENDİN YAP (Para Dergisi)

Osman Bilge

25 Şubat 1999 FRANCHISING KURBANLARI (Para Dergisi)

Osman Bilge

01 Şubat 1999 TURKISH FAST FOOD (Finansal Forum Gazetesi)

Osman Bilge

01 Kasım 1998 SON SÖZLERI (Kariyer Dergisi)

Osman Bilge

30 Ağustos 1997 KIRTASİYECİLİKTE DEVRİM

Osman Bilge

Franchise&More